
30 Mayıs 2007 Çarşamba
tez, tez bitsin artık....

29 Mayıs 2007 Salı
27 Mayıs 2007 Pazar
sevilen bi kulmuşum...
bir iyi haber daha
koseri iptal oldu, gelmiyo die kahrolduum grup AIR , 24 temmuzda bizimle..
ustelik de babylon gibi dapdaracık bi mekan yerine onlara yakışır bi mekanda Kuruçeşme Arena'da.. hoş orasıda pek ahımşahım bir yer diil ama, en azından geniş anacım
not: hala link verememekteyim, artık gerizekalı olduğumu düşünücem, yada bi ayrıntıyı kaçırıyorum.. neyse detayları öğrenmek isteyenler biletix'e bakabilir...
EDIT: Bu yazıda bi cenabetlik var, kesinlikle link veremiyorum... "nerde yanlış yaptıımı anladım du bi yazıyı düzeltiim" dediim arkadaşlarada mahçup oldum şimdi, neyse kusura bakmayın artık :))
26 Mayıs 2007 Cumartesi
Alice's Adventures in Wonderland

24 Mayıs 2007 Perşembe
21 Mayıs 2007 Pazartesi

hemen herkesde dikkatimi çeken şey, gözlerin kenarlarındaki çizgiler....
bu çizgilerden mi yoksa geçen zamandan mı kaynaklanıyor bakışlardaki yabancılaşma onu çözemedim. sadece bakabildim insanlara, kenarları çizgili gözlerimle..
17 Mayıs 2007 Perşembe
yorulmuşum bee..

biraz geçmişte dolandım unuttuum bi anı yakaladım ve beraberimde getirdim..
sanırım saçımı kestirceem... efet efet kestircem..
12 Mayıs 2007 Cumartesi
sevinsem mi üzülsem mi bilemedim...

bir kötü haber.... iptal edildi........ ben bittim been... walla çok koydu

9 Mayıs 2007 Çarşamba
...."Isaret ederken birine, 3 parmagimiz kendimize donuk duruyor"

hediciim, izninle başlığını kullanıyorum... saol anımsattığın için....
benim çocukluğumda çarşıya çıkılırdı. minibüsten iner inmez bi simitçi bulunur, simitleri yerken de vitrin bakılırdı..
annenin arasıra çocuk için tuvalet bulması gerekirdi, bazen de çocuğu kucağında taşıması.. ama yine de huysuzluk yapmazdı çocuk...
çok talihsiz bir gün olması gerekirdi ki baloncu görülmesin..
benim çocukluğumda balon satan insanlar vardı sokaklarda. uzunca bi sopanın etrafına bağlanmış uçan balonlarla ordan oraya gezerlerdi. hepbir aradayken ucan balonlar, çook büyük bir üzüm salkımına benzerlerdi gökyüzünde salınan. o salkımın hepsini isterdi çocuk, ama payına yalızca 1 tane düşerdi.
uçan balon anne tarafından çocuğun el bileğine dikkatlice bağlanır, ucuna bide fiyonk atılırdı. çocuk annesine sıkı sıkı tembihlerdi sağlam düğüm atmasını, korkardı çünkü balonun kaçmasından..
bileğinde rengarenk balonu, dans ederek giderdi eve.. eve gidip de bir an önce balonun serbest bırakmak isterdi. sadece evin içindeyken korkamadan oynayabilirdi balonuyla.. ama bunu hiç başaramazdı. mahalleye girer, sokakta oynayan arkadaşalrını görür ve hep beraber başlarlardı balonla oynamaya ama balonun ipini hep sağlam tutmak koşoluyla..
.
.
.......oyunun en keyiflendiği yerinde balon birinin elinden kurtuluverirdi...
daha yeni başlamışlardı oysa,
hevesini alamamıştı bile...
çocuk geç anladı.. uçan balonların kendilerini ortaya çok az koyduklarını ve teslim olmadan kaçtıklarını...