26 Ekim 2007 Cuma

Previously on "Mim"

Sevgili Skör,

Dün gece çoook enterasan bi rüya gördüm...

...Benden anlatmamı istemişsin*
son zamanlarda sürekli kendime tekrarladığım dizeler belki birşeyler ifade eder..

yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
.
.
.
.

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

İşe de yaramıyor değil hani :)

Şimdi sıra; Mathycan, Nismis ve Evrencin'de..
Öperim..

*her zamanki gibi yoruma bakmak lazım ;)

23 Ekim 2007 Salı

Hayy ben bu..

... feysbukun ta anunagoyiim..

hadi yallaahh!! kışşt dediim..
bıraksana beni beee!!

20 Ekim 2007 Cumartesi

Hay Allaahh Yine Sobelendim :)


Tanıştığım gün bana beni çok sevdiğini söyleyen en nadir insanlardan biri olan Sevgili Evrenciğim [Yanlış anlaşımasın, aslında herkes benimle tanıştığında beni çoook sever ama nadir bir kısmı hemencecik beni sevdiğini söyler... hmmm zaten sanırım yalnızca Evren söyledi] eksik olmasın beni sobelemiş ve en doğal fotoğraflarımdan bir demet sunarsam çok bahtiyar olacağını dile getirmiş.



Ben de tabiiki, çok değer verdiğim bir jonglör olan Evrenciğimin bu ricasını geri çevirmedim ve yukarıda görmüş olduğunuz, nasıl oldu da bu hale geldiğimi bir türlü anlayamadğım fotoğrafımı koydum. Ama sanırım hiçbiriniz bu satırları okumuyorsunuzdur.. Olsun ben yine de devam ediyim ve diyim ki, bu pasa bu lezzette bir fotoğrafla karşılık vermesi gerekenler ZENOCADI, SKÖR ve H2O2..

Hadi bakıyım...



Not 01: Her zamanki gibi linkler yorumda ;)

Not 02: Evrenciğim, o zaman söylememiştim şimdi söyleyim de rahatlayım, o aletin adı TROMBON ;)

17 Ekim 2007 Çarşamba

Sevgili

Bitter Çikolata,

Yıllarca sana haksızlık etmişim, an itibariyle boşa harcadığım yılların pişmanlığını yaşamaktayım.
Bütün arkadaşlarımın ve "bitterçiko" fanlarının önünde beni affedeceğini umarak, hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağına dair söz veririm.

Saygılarımla
[turshu]

14 Ekim 2007 Pazar

...


[...] Kantinde bazen köfte yapıyorlar, bugün de yapacaklardı. Saat 6'da kantine gittim, sonra 7'de.. kantinci her seferinde köftenin 8'den sonra çıkacağını söyledi. Yurtta olmak o kadar sıkıcıydı ki, dayanamadım daha sıkıcı bir şey yaparak ve kantinde oturmaya karar verdim. Benim dışımda 3 kişi daha vardı, onlar maç seyretmek için ordalardı. Ben de yaklaşık 40 dakika maç seyrettim. Sonra bir mucize oldu ve kantinci yanıma geldi, elinde ekmek arası köfte ile. Herhalde halime acımış olacak... Buraya geldiğimden beri bana yapılan en büyük iyilikti bu. [...]

Kendi anılarıma sanki başkasının yaşantısına şahit oluyormuş gibi yabancı olmamın şaşkılığı mı, yoksa "küçük yaşımda mücadele ettiklerim ve şimdi edemediklerim" mi beni bu hale getiren...

12 Ekim 2007 Cuma

YAPILACAKLAR LİSTESİ



01] Borabora'ya foto maillenecek (çok ayıp oldu çocuua) [yaww adamın mail adresini yazdıım ajanda ofiste kalmış, msj atıım adresin lasım die geri dönmedi. ptesi yollarım artık]

02] "Kendi Merkezli" olmakla ilgili bir açıklama yapılacak (çok üşenmekteyim. belki yırtabilirim, yırtabilirmiyim??) [yırttım sanıyorum :)]

03] Kek yapılacak, limonlu.. :) [an itibariyle başlıyorum]

04] Çamaşır yıkanacak (du bi atıım şunları) - heh taam bunu hallettim... bundan sonra halledilenler [*] ile işaretlenecektir..

05] Bayarm tebrii için msj atanalra geri dönülecek (ayy hiç istemiyorum, ayıp ama) [çok yapmacık geldi, ben de yapmayayıım dedim]

06] Bir takım cd'ler yazılacak- Meloo aranacak CD hazır babında[*]

07] İncik-boncuk paketlenecek [*]

08] Bütün bunalrı ne ara yapıcaam konusunda bir organizasyon yapılacak [*]

09] 10 yıldır görmediim ve bana feysbukdan ve napıon ne ediyon die laf atan lise arkadaşıma, aslında 10 gün önce yazılması gereken cevap yazılacak(buna da ayıp oldu yaw) [*]

10] MFÖ'den "YALNIZLIK ÖMÜR BOYU" 500 kere daha dinlenecek ki, iiyice pekişsin :( [yuhh ulannn o kadar da deil ama üstüste 50 defa falan dinledim]
not: yapamadığım herşey için bir mazeret yaratabiliyorum onu analdım.. hedeflerim büyük, bundan sonra hazırladığım listelerin bütün maddelerini tamamlıycamm..

4 Ekim 2007 Perşembe

sıradan

saçlarımdaki beyazları kestim.
sol elimle beyaz saçı olabildiğince -neredeyse kopacakmış kadar- gergin tutup, sağ elimdeki makasla beyaz saçı yakalamaya çalışarak "hah ulan doğru yerdeyim" diyip, emin olduktan sonra "kırrt" diye kestim.

bu işlemin tek başına yapıldığını söylemem lazım, tabi nerden bileceksiniz yalnız olduğumu. bunu bilemezsiniz ama aynaya bakarak bu işlemin çok da kolay yapılamayacağını bilebilirsiniz. en azından çocukluk tecrübelerinizden bilirsiniz. ayrıca kesilmek istenen saçın da beyaz olduğun altını çiziyorum. farketiyseniz olay adım adım zorlaşıyor. ee haliyle her beyaz saç karşılıı, 3-4 tane henuz rengi değişmemiş saçı da telef ettim.

keşke kardeşim olsaydı...
ben de bari meyva yiyim dedim..
annem hep "ben getirmesen hiç yemiyosun" der.
2 erik, 1 küçük şeftali yedim 1 tane de elma yiycem daa..
ayy kardeşim yanımda diil bari kedim olsaydı..
ama sanırım eriklerden biri sayasinde şu anda bir tane kurt sahibiyim. yani en azından bir tanesi kesin de dahasını bilemem??
aslında kedim wardı ama ailemin yanına taşınınca annem istemedi ben de kuzenime verdim. o da bi arkaşına verdi. adı Nefes..
bu blogu açtıktan sonra dedim ki "ulan 1 tane post girdim napcam ben şimdi.. aman ara ara fotoğraf eklerim, dursun bi kenarda"..
dün de bi dia gösterimine gittim.
acaba bu posta fotoğraf kosam mı??
yaa bi de daha toparlamm gereken bi iş war, ne zamandır gece çalışmıyodum
yok yaaw koymıycam foto-moto, yazmak eylemini de burda sonlandırıcam...


neyse ki yalnızca 3 tel beyazım warmış :)

2 Ekim 2007 Salı

Mim mi??

Kadim Dostum Skörcüüm,

Pasını görüyorum ve
Arundhati Roy'un "Küçük Şeyerin Tanrısı" adlı kitabının 187. sayfasından,

...Ne Mammachi ne de Bebek Kochomma, Chacko'nun Marksist düşünce tarzıyla feodal libidosunun birbirine ters düştüğünü düşünmüyorlardı...
diyorum...
NOT 01
Pasını ofisteyken gördüm ama bu postu yazmak için eve gelmek istedim ve bütün yol boyunca "ulan inşallah şu kitap en yakınımdaki kitaptır" dedim. malum dağınık bir insanım ne çıkacağını hiç kestiremedim... (şu kitap= Otostopçunun Galaksi Rehberi). Ayy çok da güzel bir cümle çıktı, inanmazsın.. ciddi bir mücadele verdim kendimle ama "dürüstlüğü" seçtim sonunda. bahsettiğim bu güzel cümleyi yazmasını, Silgiden rica ediyorumm (kuralları bozdum biliyorum ama../bi nevi spariş yazı:)
NOT 02 -esas not-
Postlarda linkle ilgli bi sorun yaşıyorum. o yüzden linkleri yorum olarak vericem
NOT 03
Pası karşılaması gereken komşular;
İsgambilabi, Ozz ve Hedikedi.. canlarım size güveniyorum :)
*Yolunu kaybedenler için patika...